top of page

Fransa'da Yaşayan Göçmen Gençlerin Gözünden: İstanbul

Sanatçılar: Filiz Doğan, Yeliz Doğan, Onur Güçlüer, Elif Halisçelik, Gamze Kurt

Yayına Hazırlayanlar: Zeynep Saygı, Nurdane Bourcier, Refik Akyüz

Metinler: ACORT&GAPO, Gamze Kurt

Grafik Tasarım: Serdar Darendeliler

Sayfa sayısı: 48

Baskı ve Cilt: Ofset Yapımevi, İstanbul

Yayım tarihi: Ocak 2010

‘Fransa’da Türkiye Mevsimi’ kapsamında Türkiyeli Yurttaşlar Meclisi (ACORT) ile Geniş Açı Proje Ofisi (GAPO) iş birliğiyle düzenlenen bir eğitim ve üretim programı olan 'Jeune Decouverte Photo'nun 5-18 Şubat 2010 tarihleri arasında Paris 11. Bölge Belediye Binası’nda açılan sonuç sergisi için yayımlanan bu katalog, Fransa’da doğmuş ya da çok küçükken Fransa’ya göçmüş Türkiye kökenli beş gencin 10 günlük İstanbul macerasındaki fotografik üretimlerini ve bu beş gençten biri olan Gamze Kurt'un bu macerayı özetleyen metnini içeriyor.

Kısa bir temel fotoğraf eğitimi ve çağdaş fotoğraf örneklerinin incelenmesinin ardından yollara düşen bu beş gencin macerasında, büyülü İstanbul imgesiyle sokakların gerçeği karşı karşıya geldi. On gün boyunca gençler, bugüne kadar aileleriyle geldikleri veya başka kaynaklarda karşılarına çıkan İstanbul’dan akıllarında kalan turistik imgenin dışına çıkabilmek için bu çok katmanlı şehrin Maslak, Tarlabaşı, Nişantaşı, Kanarya, Arnavutköy, Balat ve Adalar gibi birbirinden farklı noktalarına gitti. Buralarda hem şehrin köklü tarihine hem bugününü yansıtan modern yüzüne hem organik şekilde gelişen 1950 sonrası oluşumuna hem de son yıllarda gündeme gelen kimilerince kentsel dönüşüm, kimilerince de mutenalaştırma olarak adlandırılan değişime tanıklık etiler. Ayrıca mülteci sorunları, ifade özgürlüğü ve İstanbul’un Bizans ve Osmanlı geçmişi gibi konularda uzmanlarla buluştular ve ailelerinin kafasındaki Türkiye  ve İstanbul imgesinden bağımsız, kendilerine ait bir fikir oluşturmaya çalıştılar. 

"Her an hareket halindeki bu kenti, çoğumuz ailelerimizle birlikte geçirdiğimiz tatiller sırasında, yemekler, kokular, yollar, insanlar aracılığıyla tanıdık. İstanbul’a bir fotoğraf projesi için geri dönerken, gerçeklikle uzaktan yakından ilişkisi olmayan ya da çok az olan imgeler vardı kafamızda. Fotoğraf makinesiyse sokaktaki insanlarla ilişki kurmayı sağlayacak bir araçtı gözümüzde. Yani aslında İstanbul’u hiç bilmeyen bir insanın hali neyse, bizim de halimiz oydu.

Oysa kentten ayrılırken, bambaşka ama yine de büyü ve tutku dolu bir İstanbul bıraktık ardımızda.

Büyü, kentin insanı yoran ritminden geliyordu. Herkes ve her şey sanki hiç bitmeyecek bir dansın parçasıydı, sürekli tekrarlanan bir halayın... Dans edenler el değiştirdikçe sokakların rengi de değişiyordu.

Tutku, kentin dinamizminden geliyordu. İstanbul’un mahkûm olduğu dönüşüm, kent sakinlerinin günlük hayatını an be an etkiliyordu.

Bu yolculuğun ana teması belki de kentin içindeki çelişkilerdi. Ancak Fransa’da yaşayan Türkiyeli bir ailenin yine Fransa’da doğmuş çocuğu olarak, biz göçmen kökenli gençlerin kendi içimizde çok çelişkiler barındırdığımızı söyleyebilirim.

Şimdi Paris’ten baktığımda İstanbul hâlâ harikulade büyülü bir kent… Ama İstanbul’u İstanbul yapan, buradan görülmeyen gerçekler aynı zamanda." (Gamze Kurt'un katalog için kaleme aldığı metinden)

bottom of page